Bebegimi görebilir miyim?" dedi yeni anne. Kucagina yumusak bir bohça verildi ve mutlu anne, bebeginin minik yüzünü görmek için kundagini açti ve saskinliktan adeta nutku tutuldu!Anne ve bebegini seyreden doktor hizla arkasini döndü ve camdan bakmaya basladi. Bebegin kulaklari yoktu...Muayenelerde, bebegin duyma yetisinin etkilenmedigi, sadece görünüsü bozan bir kulak yoksunlugu oldugu anlasildi.Aradan yillar geçti, çocuk büyüdü ve okula basladi.Bir gün okul dönüsü eve kosarak geldi ve kendisini annesinin kollarina atti.Hiçkiriyordu... Bu onun yasadigi ilk büyük hayal kirikligiydi; Aglayarak "Büyük bir çocuk bana ucube dedi..."Küçük çocuk bu kadersizligiyle büyüdü. Arkadaslari tarafindan seviliyordu ve oldukça da basarili bir ögrenciydi.Sinif baskani bile olabilirdi; eger insanlarin arasina karismis olsaydi.
Annesi, her zaman ona "Genç insanlarin arasina karismalisin" diyordu, ancak ayni zamanda yüreginde derin bir acima ve sefkat hissediyordu.Delikanlinin babasi, aile doktoru ile oglunun sorunu ile ilgili görüstü; "Hiçbir sey yapilamaz mi?" diye sordu.Doktor "Eger bir çift kulak bulunabilirse, organ nakli yapilabilir" dedi.
Böylece genç bir adam için kulaklarini feda edecek birisi aranmaya baslandi.Iki yil geçti bir gün babasi "Hastaneye gidiyorsun oglum, annen ve ben, sana kulaklarini verecek birini bulduk ancak unutma bu bir sir" dedi.
Operasyon çok basarili geçti. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç, okulda ve sosyal hayatinda büyük basarilar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu.Yillar geçmisti, bir gün babasina gidip sordu:
"Bilmek zorundayim, bana bu kadar iyilik yapan kisi kim? Ben o insan için hiçbir sey yapamadim... Bir sey yapabilecegimi de sanmiyorum" dedi
Babasi, "fakat anlasma kesin, su anda ögrenemezsin, henüz degil..."
Bu derin sir yillar boyunca gizlendi. Ancak bir gün açiga cikma zamani geldi... Hayatinin en karanlik günlerinden birinde, annesinin cenazesi basinda babasiyla birlikte bekliyordu.Babasi yavasça annesinin basina elini uzatti; Kizil kahverengi saçlarini eliyle geriye dogru itti; annesinin kulaklari yoktu.
"Annen hiçbir zaman saçini kestirmek zorunda kalmadigi için çok mutlu oldu" diye fisildadi babasi "..ve hiç kimse, annenin daha az güzel oldugunu düsünmedi degil mi?"
Gerçek güzellik fiziksel görünüse bagli degildir,ancak kalptedir!
Gerçek mutluluk, gördügün seyde degil, asil görünmeyen yerdedir...